Pınarla Bizbize hediyeleri


http://pinarlabizbize.blogspot.com/2010/10/alisveris-senligi-ile-muthis-hediyemiz.html

Gülinin penceresinden hediye


http://gulininpenceresi.blogspot.com/2010/10/avvio-baby-anne-bebek-cantalarindan-2.html

Nasıl Giysemden hediye




bu hediyeyi kazanmak için TIK

promete

http://aysegulunizdusumu.blogspot.com/2010/11/prometeokuloncesicom-dan-cocuklarmza.html

hediye diyince aklımıza promete geliyor artık

http://meraalindunyasi.blogspot.com/2010/11/promete-okul-oncesi-ile-cocuklarmza.html

Yine yine Promete

http://yagmurperisininruyasi.blogspot.com/2010/11/prometeokuloncesicom-dan-cocuklarmz.html

yine promete yine hediye

http://inciserules.blogspot.com/2010/11/prometeokuloncesicomdan-harika-bir.html#comments

promete okul öncesi eğitim hediyeleri

lhttp://ozlemcacim.blogspot.com/2010/11/prometeokuloncesicom-isbirliginde.html

Pınarla Bizbize hediyeleri

http://pinarlabizbize.blogspot.com/2010/11/promete-okul-oncesi-egitim-araclarndan.html


http://pinarlabizbize.blogspot.com/2010/11/super-mutfak-ile-super-otesi_02.html
http://pinarlabizbize.blogspot.com/2010/11/karakterol-ile-3-kucugumuze-3-guzel.html
http://pinarlabizbize.blogspot.com/2010/11/yeni-oyuncaklar-ile-yine-cocuklarmz.html

GÜLÜMSEYEN BAŞ PARMAK



               Çocuğu olanlar bilir iyi olan da kötü olan da değişecek, geçecek yerini başka bir huya bırakacak.

Uykumuz berbattı tam yoluna girdi , geceleri sadece 1 kez uyanıyordu hop birden değişti sık sık kalkar oldu.

Ara ara yanımızda yatsa da hiç alışkanlığa dönüştürmedi , benim nasıl kolayıma geliyorsa oraya yatırdım, karşı çıkmadı. Ne olduysa oldu bizim yatak dışında uyuma oldu, sonra yine kendi yatağını istemeye başladı

Yaklaşık 600 cc sütü lıkr lıkır seve seve içerken, birden bi şey oldu içmez oldu

Sakin ve sessiz bir hayatımız varken bir gün uyandık ki , biizm Efe gitmiş yerine hırçın, sinirli , istediği olmayınca çığlıklar atan hatta bağırmaktan kızaran bir Efe geldi. Sonra aniden eski haline döndü.

İştahı çok güzel artık yiyor içiyor diye mutluluktan havalara uçarken, oyunla zor yedirir oldum.

           Yaşanılan her şey geçici, ne olursa olsun keyfini çıkarmaya bakın ,bir bakmışız kocaman olmuşlar.


BEZDEN KURTULMA ARZUSU


              Bu istek sadece ben de var bizimkinde tık yok, aslında ben de bunu sorun etmiyordum vakti gelince hallederizx diye düşünüyordum fakat altını açmam tam bir kabusa dönüştü . Ben alt açma hazırlıklarına başlayınca bizimki kaçıp saklanıyor zar zor getirip yatırıp altını değiştirmek gerçekten ikimiz için de çok zor oluyor.


         Bu aralar acaba bir adaptör alıp zaman zaman klozete oturtsam nasıl olur acaba ? Bir kere öylesine sordum gel çişini buraya yap diye bizimki istemedi hatta biraz da korktu. Acaba hiç istemesem de lazımlıkla mı başlamak gerekecek. Neyse şimdilik çok var gibi , bi o zaman gelsin bakarız.


        Bu arada böyle bir kampanya var , hediyesi benim çok işime yarar buyrun burdan  bakın tıklayın

DİLLENDİK HEM DE NE DİLLENME


Her çocuk gibi Baba'yla başladık konuşmaya sonra yavaş yavaş diğerleri geldi artık bir sürü şey diyebiliyor, ve söyleyemesede bir sürü şeyi biliyor.


Baba
Inne veya ne (anne)
Dede
Annneee (bu ne demek tam anlayamadık ama ben değilim orası kesin)
Abi
Ağğpla (Abla demek çok zor geliyor)
Avvavavavva (hav hav)
Piisii pissiii (kedi)
mooooooo (inek)
ciciici (cik cik)
Meeee meee (dilimizden düşürmediğimiz kuzusu)
Alp (kalp)
bağda (bardak) 
tatağ (çatal)
deeğdii (geldi-k)
biitttiii (çok melodik bitti)
brum brum (araba)
bip bip (otobüs)
den (tren)
dam (cam)
ağaç (ağaç)
AÇç (aç)
Dat (kalk, sabah uyanınca duyduğum 3. şey ilki ınne , sonra meme, sonra dat)
Mama
Meme
Mana (Banana)
Ağğmi (elma)
amii(amin)
Şişşş (parmak dudakta şiişt yapıyor)
Piş piş (uyumak)
Bıdıbıdı (banyo yapmak, el yıkmamak)
ağpmıı (help mi , nedem olduğunu bilmiyor bir oyun sırasında ağzımdan çıktı sanırım vurgusu hoşuna gitti, duymaktan ve söylemekten çok hoşlanıyor)
eğ (el)
diç (diş, bu benim favorim)
gag (duck)


bir de o nerde bu nerde diye sorduğum ingilizce kelimeler var


beer
baby
banana
mouth
nose
ear
hear
butterfly
flower
ladybug
bee
frog
duck
lion

HAYAT ZOR AMA ÇOK KEYİFLİ


                

             

          Artık daha bir keyifli oyun oynuyoruz, artık vakit daha kolay geçiyor, uykumuzda sorunlar var ama olsun ikimizde mutluyuz. 

              Kaydıraktan ters dönüp kaymayı öğrendi.
              Bu aralar deli gibi zıplamaya çalışıyor fakat iki ayağınıda henüz yerden kesemedi.
              Yanında çok dikkatli haraket etmek lazım, bir anlık koltuğun koluna oturdum, hatamı fark edip hemen kalktım ama iş işten geçti.
               Kendisini yerde görmek zor, bir şeylerin üstüne çıkmaya bayılır oldu, sandalyeler, koltuklar, oyuncakları hatta deodorant şişeinin bile üstünde durmak istiyor.

              

HASTA OLDUK İYİLEŞTİK


     Yazamadım üstünden çok geçti 21 mayıs cuma günü hayvanat bahçesine gittiğimizden bahsettim , işte o akşam Efe bütün gece huzursuzdu defalarca kalkttı , derin uykuya geçemedi. Mırın kırın edip durdu. Önce hayvanlardan etkilendi ve korkuyor zannettik. Küçücük bir çocuk için belkide resimlede minicik minicik gördüğü hayvanlarla yüzleşmek için erkendi. Neyse ertesi güne unutur nasılsa diye düşündüm.


         Ertesi sabah yavaş yavaş burnu akmaya başladı, eyvah Efe hasta oldu belli grip olmuş , ateşi de fırladı 38-39 derecede geziyor. Ateş çok mühim değil de , beni ememiyor. :( Aslında emiyor emmesine de , nefesini tutup suya dalmaktan farksız yaptığı şey. Ağzını açıyor memeyi alıyor bir iki çektikten sonra bırakıp ağzını kocaman açarak hızlı hızlı nefes alıp veriyor ve sonra tekrar derinlere dalar gibi nefessis emiyor. Bu manzara beni inanılmaz çookkk üzdü hem de çok.


           Kendime kızıp duruyorum keşke gitmeseydik , keşke tutturmasaydım gidelim, götürelim diye neyse olan oldu üzgünüm ..




         23. mayıs Pazar gecesi ateşin 40.1 'i görünce apar topar hastaneye acile gittik. Bir çocuğun acile gitmesi çok fena bir şeymiş. Herkes yabancı, tanımadığın insanlar soğuk metallerle göğsünü dinliyor, burnuna , ağzına bir şeyler sokuyorlar. Ne olduğunu anlamıyorsun , basıyorsun çığlığı deli gibi ağlamaya başlıyorsun. Boğazın kulağın temiz grip değil gibi. Kan ve idrar tetkiki yapılması gerekiyor. Korktuğum başıma geldi o minicik elinden kan alacaklar. Önce baban seni tutarken ben dayanamam diye dışarı çıkıyorum, kapıyı kapatıyorum. sen başlıyorsun ağlamaya, hem de çok fena ağlıyorsun. Kimbilir napıyolar sana iğneyi mi batırdılar belki de batırdılar ama damarını bulamadılar ve tekrar arıyolar. O zaman anlıyorum benim yerim dışarısı değil, hemen içeri giriyorum. Bana bakıyorsun , anne kurtar beni dermişcesine baban kolundan ve bacaklarından tutmuş, diğer kolun hemşirenin elinde , diğer hemşirede damarını çıkarmaya çalışıyor . Henüz iğneyi batırmamışlar bile. Sonra diğer eline bakmak istiyorlar neyse orda buldular ve 2 tüp kan aldılar. Sonra idrar için torba takılıyor , babanın omzunda yorgunluktan uykuya dalıyosun. 1 saat sonra sonuçları alıyoruz temiz çıkyor , enfeksiyon var sanırım 6. hastalık veya grip ??? perşembe 'ye kadar ateşi geçmezse tekrar gelin diyolar ve 2 tane ateş düşürücü verip gönderiyolar.


         O ateş düşürücüleri vermek ne kadar zor bir iş. 3 saatte bir zorlu bir mücadeleye girişiyoruz. Bir şekilde şırıngayla o ilaçları içirdik ama ömrümüzden ömür gitti senin de gözünde yaş kalmadı. Umarım zorla içiriyoruz diye biz, sevmemezlik etmezsin.


       Veeee beklenen gün geldi ateşin tam düşmedi ama vücudunda döküntüleri gördüm , akşamına ateşin düşmeye başladı . HAYIRLI OLSUN İLK ÇOCUK HASTALIĞIMIZ. 6. hastalığı böylece atlatmış olduk. Griple aynı anda olmasaydı belki işimiz daha kolay olurdu .

HAYVANAT BAHÇESİ ZİYARETİMİZ


          
      Efe'yi hayvanat bahçesine götürdük.Oğluma sürpriz yaptık gerçi annesi bir gün önce ağzından kaçırsada bildiğini belli etmedi ;) Hayvanaları görene kadar onu nereye götürdüğümüze dair en ufak bir bilgisi yoktu.  Sonradan oraya gittiğimize çok pişman olsam da o an olacaklardan habersiz Efe'den daha mutluydum. Bir çok hayvanı yakından görebilecekti. 


    Gördüğü her hayvan onu çok heyecanlandırdı, dikkatle baktı, sonra onların çıkardığı sesleri kendince tekrarladı. Artık zürafa ne yapıyor dediğimizde "oooğğğğ" diye oldukca kalın bir ses çıkarıyor. Gerçi zürafa oldukca sessiz bir şekilde bize bakmaktan başka bir şey yapmamıştı ama olsun kimbilir hangi hayvanla karıştırıyor. 


    Gördüğü kaplana pisi pisi demesi beni çok şaşırttı :)

21.05.2010

KAYDIRAK DİYE ÇOK GÜZEL BİR ŞEY VARMIŞ



1  2   3   hoooopppppp
ha ha ha ha

1  2   3   hoooopppppp
ha ha ha ha


1  2   3   hoooopppppp
ha ha ha ha


DAHA NELER NELER

               


     Sanki Efe'nin içine kopya makinası koyulmuş gibi her gördüğünü önce inceliyor sonra kendi yapmayı deniyor. Bu yüzden dedesi gibi ellerini arkasına alıp yürüyor, bu yüzden defter, kitap açarken parmağını yalıyor, Bu yüzden annesi gibi su içtikten sonra "hıııh" diyor, bu yüzden annesi gibi gazeteyi açıp, ortadaki kabartıya pat diye vuruyor, bu yüzden arkadaşı Ela gibi istediği olmayınca baırıp ağlıyor, bu yüzden teyzesi gibi ayaklarını yere vurarak oyun oynuyor, bu yüzden kuşlar gibi kanat çırpıyor, bu yüzden çiçek görünce hemen burnunu çeke çeke kokluyor,bu yüzden kucağa alınınca babasının ona yaptığı gibi sırtımıza vuruyor, bu yüzden yemek yerken kaşığına üflemeden yemiyor ve daha neler neler.......  


             Hayat biraz tehlikeli olmaya başladı, balkonun demirlerine tırmanmaya başladı, sandalyesini taşıyarak istediği yere götürüp üstüne çıkyor, çekmecelerin üzerine çıkıyor ordan hop yatağa atlıyor, çek yatı açtırıp kendine kendi boyutunda koltuk yapıyor, daha neler neler.....


             Sürekli elimizde kağıt kalem çiziyoruz , yazıyoruz neler neler yapıyoruz ; aaççç (ağaç ) , brum brum (araba), bip bip (otobüs), cik cik (kuş) , A (a) , iy (e) , alp (kalp) , renk renk kalemler kullanıyoruz, sarı, mavi, kırmızı, mor, yeşil daha neler neler......


             Her gün dışarı çıkıyoruz koşuyor, sallanıyor, kayıyor, kum havuzunda oynuyor, abların abilerin arkasından ağlıyor sesleniyor onlara "abiii deell" diyor. Abiler ablalar yollarına devam ediyor , Efe ağlıyor, ağlıyor annesi dayanamıyor peşlerinden gidiyoruz  , mutlu oluyor daha neler neler....

          

PERDE AÇILSIN


  

        Bizimki yaklaşık 2 saatlik öğlen uykusunun arasında bile uyanıp uykusunu alamadığı için meme istiyor , alıştı tabi memede uyumaya başka türlü uyuyamıyor. Sorun değil emzirip tekrar yerine yatırırım ama öyle olmuyor işte uyandığında tekrar yerine yatırmak mümkün değil memeden ayrıldığı an gözlerini açıp ağlıyor. Dün bu şekilde yaklaşık 50 dk beni esir etti , beni bekleyen işler var yat yat sııkıldım, bunaldım. Ne yapsam ne etsem aklıma bir fikir geldi başka türlü uyutmayı deneyim dedim.Akşam uykusuna geçerken sütünü içirdikten sonra yatağına yatırıp ben de yanına oturarak ninni söylicem ve bu şekilde uyumasını sağlıcam.


    Akşam oldu sütünü içirdim yatağına koydum ve bir ağlamaya başladı sanki yatağına değil de ateşe attım çocuğu. Hemen aldım kucağıma sarıldım ne yapmaya çalıştığımı anlattım ama yok susmuyor. Tıpış tıpış emzirmeye gittim ,durup durup  ağlamaya devam etti . Çok kızdı bana çok sinirlendi. Bi türlü uyutamadım gözleri kapalı tamam uyudu yatağına götüreyim diyorum olmuyor tam bırakıyorum ağlıyor. 1 saat uğraştıkdan sonra baktım bu böyle olmıcak tamamen uyandırdım. 


   Babası bir kaç gündür iş yerinin taşınma işleriyle uğraşmaktan oğlunu doğru dürüst göremiyordu. Hemen babasına son 3 günde öğrendiği şeyleri gösterelim dedik.. Perde açılsın show başlıyor.....


        - Efenin bir koltuğu var koltuk dediysem onun oturabileceği boyda hazırlanmış koltuk niyetine sürekli üzerine otruduğu şey. Kimseyle paylaşmıyor koltuğunu ben oturduğumda hemen kaldırıyor beni. "ıııııııı" diyor ,ben de ona " efendim oğlum ne yapayım, kalkayım mı? kalk de kalkayım" diyorum, ondan şu ses geliyor "dad" ve ben kalkıyorum hemen. Böylece kalk demeyi öğrenmiş oldu. Babasını Efe!nin koltuğuna oturttum. Efe hemen DAD diye babasını itti :)


      - geldik gösterinin 2. perdesine kalem kağıt aldık , babasına önce A sonra E yazdırdım bizimki, "aaa" ve "iy" diyor . E diyemiyor onun yerine e'ye benzettiği iy kelimesini kullanıyor. Sonra babasının kulağına baba yazmasını söyledim ve işte hemen bizimki ilk iki kelimeyi görünce "BAABAA" dedi.

     - ve son perde; baba sana bayb izlettirsin mi dedim. Hemen bilgisayarın yanına geçip beyybiii biii biii bii dmeye başladı. Bilgisyaarı açmaya üşenen babasına kocaman bir "AAAÇÇÇ" diyince babası dayanamadı hemen bilgisyarı açtı. İngilizce bir kaç kelimeyi hecelemeyi öğreten videoyu açtırdım, bizimki hemen başladı onlarla hecelemeye "beeyyy  biiiii".


      Tüm nuramalarımız gösterdikten sonra tekrar uyutmayı denedik. Ama başarılı olamdık en sonunda bizim yatakta ortamıza alıp yatağa uzandık , ışığı kapatıp sohbet etmeye başladık. Sonra gözlerimi bi açtım  saat 12:00 ve hepimiz uyuya kalmışız. Efe'yi yatağına götürdüm ve bir gün daha bitti. 


      Sabah saat 6'da bir ses "ABBAA GEEEĞ" bizimki beni çağırıyor hemen yanına gittim emzdikten sonra nerdeyse 8:00'e kadar uyudu. Evet evet abba sı benim aslında anne de diyor INNNE diyor ama yeni öğrendiği şeyleri tekrar etmeyi seviyor. Hem 2 gün önce bana abi diyordu, en azından artık abla oldum :)

NE SAÇMA ŞEYLERE ÜZÜLÜR OLDUM


          


      Dün moralim çok bozuktu. Önemli değil komik bir nedeni var yani şimdi düşününce komik geliyor. Efe'nin saçları artık iyice uzamıştı , terlemesine neden oluyordu. Saçının ucundan alalım baskılarına artık dayanamadım ve dün banyodan sonra babası aldı makası eline oğlumun saçlarını kesti. Kesti demek ne kadar doğru bilemiyorum , Efe saçıyla oynanmasından hiç hoşlanmıyor , kafasını oynatmadan tutmak çok zor , babasıda tutam tutam alıp  kırptı. Kınalı yapuncağa benzedi. Çok üzüldüm , böyle mi kesilir saç diye kızdım ama aslında başka türlü kesmek mümkün değildi. Gerçekten dün akşam hiç keyfim yoktu, moralim bozuk asık suratla dolaştım .Şimdi gözüm alıştı çok güzel geliyor, iyiki kesmişiz. 


        
        Bizimki iyice geveze oldu çıktı , abi, baba, babi, dede, ınne (anne), geldi, aç, mama, meme ve aklıma gelmeyen bir çok şeyi artık çok kolay söylüyor. Sürekli kendince konuşup duruyor. Böyle devam ederse çok geveze bir çocuk olacağa benziyor. Susuturabilene aşk olsun.




  Geçtiğimiz hafta Efe yine uykusuz geceler yaşattı. Belli bir nedeni yok nornmalde böyle gecelerde bizim yatağa alıp yatırdığımda daha fazla uyuyor uyanınca burdayım demem tekrar uykuya dalması için yeterli oluyordu. Bu sefer sık sık uyandı ve bizim yatakta değil benim üstümde uyumak istedi.evet evet üstümde uyudu tabi ben uyklusuz kaldım. Bunun nedeniyle ilgili aklıma gelen iki ihtimal var ;
 1) çok yorgunluktan uyuyamadı 
2) onu bırakıp gitmenin cezasını ödetti


Tatili fırsat bilerek Efe'yi gündüz annemlere bırakıp akşam aldık. Biz de gezdik tozduk keyif yaptık. Efe'de orda koşturup oynamış çok mutlu çok keyifliymiş. Ama yinede sanırım onu bırakıp gittiğimiz düşündü ve gecede aynı şeyin olmasına izin vermemek için üstümde uyumayı tercih etti. Bakalım bi sonraki bırakmamızda yine aynı şeyleri yaşıcak mıyız?



FARKLI ELMALAR


            Çocukluğumuzun elma şekerleri günümüze uyarlanmış allanmış pullanmış ve satışa sunulmuş. Bu sitede de bu elmaladan kampanya yapılmış katılmak isterseniz diye linki hemen veriyorum

http://eniyimarka.blogspot.com/2010/04/sihirli-elmalardan-cakl-tas-kapl-enfes.html

Trendy and Friendlyden Hediyeler

Hediyeler çok güzel 
siz de katılmak ve şansınızı denemek isterseniz 
buyrun

TATİL YAPTIM





            İnsanın eşi seyahate gittiğinde  ailesinin yanında olmasının faydaları bir kez daha ortaya çıkar


           Önce benim açımdan faydalarından bahsedelim,


Orda saat 9:00-09:30 'a kadar uyursun. 
Bol bol dinlenirsin
Ekmek elden su gölden tarzında bir yaşantı sürerek 1 kilo alırsın
Çocuk sahibi olduğunu unutursun




            Ya Efe için faydaları;


Sürekli seninle oynamaya can atan birileri vardır.
Yemyeşil bir bahçenin keyfini, özgürlüğün tadını çıkarırsın
Yasaklar , hayırlar burda yoktur
Korkularını burda yenersin
Özgüveninde gözle görülür bir fark oluşur.
Çenen düşer anlamsızca durmadan konuşursun.



SONUNDA YAZMAYA VAKİT BULDUM



              
          Uzun zaman oldu yazmayalı. Ha bugün ha yarın derken bunca zaman geçti . Zaten Efe doğduktan sonra zamanı yakalayamıyorum, öyle hızlı geçiyor ki yetişemiyorum. 

Efe'den yeni haberler; Elimden tutup beni istediği yere götürüyor. 

                                Yürüme işi tamam, koşmayı öğrendi.

                                İstediği olmayınca işaret parmağını sallayarak kızmayı öğrendi. Daha doğrusu ben öğrettim. Çünkü sinirleniyor kendini sıkıyordu, boynundan damarları fırlıyordu bu da beni korkuttu ben de  bu daha zararsız bir haraket diye bunu öğrettim. 

                                Geri geri yürümeyi öğrendi.

                                Daha önce bu kaşığı da yersen Oley dicem diyerek kandırıyor, yemeği ağzına verdikten sonra havalara zıplayıp Oley Oley diye bağırıyordum. Sırf Oley için fazladan 3-4 kaşık yedirebiliyordum. Şimdi akıllandı Ağzını açıyor yemeği alıyor ve ben Oley dedikten sonra hepsini geri çıkarıyor. Yeni bir yol bulmak lazım.

                                Köpek napıyor diye sorduğumda defalarca "ava ava ava ava" diyen çocuk şimdi çok kibar bir şekilde sadece bir kez  "afv" diyor.

                               Bazen beni çok bunaltıyor çok kucakcı oldu çok. 

                               Sanırım yeni çıkan ve gelmekte olan azılar yüzünden uykusuz gecelere geri döndük. 



                               

15 AYLIK OLDUK


      


   Dün doktor kontrolüne gittik.  Anneler bilir doktor kontrölleri herşey yolunda mı diye sabırsızlıkla beklenir ,her şey yolundaymış. Boy:79,5, kilo :11450gr  bu sonuçlar beni tatmin etti . Doktora sormak üzere hazırladığım sorularımı da tek tek sordum. İŞte sorularım ve cevapları:


  - Diş çıkacağı zaman kabarıyor ve hatta morarıyor ve uzun süre öyle kalıyor bu normal mi?
  -Evet normal
   -Mamayı kestik yerine süt veriyorum. İyi mi yapmışım?
   -Süt içiyorsa güzel
   - D vitaminine devam edecek miyiz?
   - Hayır bırakabilirsiniz. Demir 3 ay daha devam
    -Suyu hala biberonla içiyor , bardağa geçmemiz gerekir mi?
    -Şart değil
     vee can alıcı soru
    -Efe hala konuşamıyor , ne zamana kadar konuşması lazım?
    -2 yaşına kadar endişe edecek bir şey yok.
    - Biz televizyonun etkisi olabileceğini düşünerek hayatımızdan televizyonu çıkardık
    - Hayır buna gerek yok. Televizyon artık hayatın bir parçası oldu. Televizyonu Efe'yi oyalamak için kullanmayın ama arada bakmasında sakınca yok.
    -Konuşamıyor derken neler diyor?
    -Her hece çıkıyor ağzından fakat baba dışında anlamlı bir şey demiyor. Kendi kendine konuşuyor ama anlamsız.
   -Eğitim seviyesi yüksek ve çok ilgili ailelerde bununla çok karşılaşıyoruz. Siz ne derse anlıyorsunuz ama değil mi?
   - Evet , ııııı diyor ne istiyorsa bu mu bu mu diyerek veriyorum.  ıııı diye gösterdiği herşeyin adını söylüyorum.
     
      Siz de fark ettiniz değil mi sorunun cevabı bu cümlemde gizli . Bizimki tembel neden konuşmak için uğraşsın ki o zaten bir tek kelimeyle her istediğini yaptırıyor. Neyse endişe edecek bir şey yokmuş. Çok sevindim, artık televizyon yasağı da kalkttı buna ayrıca sevindim. :) 


   Daha önceleri doktora gittiğimizde büyüyünce oynar burda diye imrenerek baktığım oyun alanına bıraktım oynasın diye. Bizimki çok sevdi orayı , ayırmak için zor ikna ettim.



TARİHİ BİR GÜN


    Bizim için bu gün tarihi bir gün, mamayı bıraktık.Daha 3,5 aylıkken sütüm yetmiyor diye doktor tavsiyesiyle mamaya başladık. Hatırlıyorum da çok ağlamıştım o günlerde , hiç istemiyordum ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslicektim ama olmadı. Her emmemiz ağlama krizi şeklinde olmaya başlamıştı , kolay kolay ağlamayan çocuk ne zaman memeyi alsa ağlıyordu. Doktor bir kontrol etti günde sadece 8 gr almıştı , günde 2 veya 3 kez 120 cc mama ver dedi. İçim elvermedi 2 den fazla mama vermemeye özen gösterdim. Ne kötü günlerdi nasıl da üzülüyordum. Sanki başıma gelebilecek en kötü şey gelmişti. 


     Bu kadar erken mamaya başlayınca bizimki mama bağımlısı oldu, gece yatmadan önce mama vermeden yatıracak olursan defalarca uyanıyor  ancak mamasını içince uzun uykuya geçiyordu. Mamayı bırakmak mı? ödüm kopuyordu . Herhalde ilk okula kadar sürer bu mama işi diye düşünüyordum. Öyle çok iştahlı bir bebek olmadığı için , yemekten almadığı, alamadığı vitamini mamasından alsın diye kesemedim. Artık yemesi fena değil, kilo alımı da iyi :) Bu da bana bahane oldu dün ilk kez yatmadan önce mama yerine süt verdim veeee işe yaradı sütünü içip uyudu. uykusunda bi değişiklik olmadı her zamanki düzende uyandı. 


      İşte bu yüzden bizim için tarihi bir an mamayı hayatımızdan çıkardık, artık mama bağımlısı değiliz. Yaşasın günlük süt.


    Bugün doktor randevumuz var bakalım neler diyecek. Sorularımı hazırladım kara kaplı defterime yazdım. 



PAZAR GÜNÜNE AİT 352 TANE AYIKLANACAK FOTOĞRAFTAN....


   Pazar günü hava çok güzeldi, hemen kendimizi dışarı attık tabi elimizde fotoğraf makinasıyla . Efe'nin toplam 352 tane fotoğrafını çekmişiz.  Bunların ayıklanması lazım kötü çıkanların silinip sayının azaltılması lazım . Sorun değil ben ayıklarım bunları . Tek tek baktım , inceledim ve Efe'nin son anda kadrajdan çıktığı sadece yemyeşil çimlerin göründüğü bir fotoğraf vardı hemen sildim onu.Hepsi bu kadar ,diğerlerine kıyamadım . Hepsinde de çok tatlı çıkmış ben ne yapayım nasıl silerim onları. Bir daha bu kadar çekmeyiz olur biter.


Bol bol koştuk, bayır tırmanmayı ve hatta ordan kendini aşağıya doğru bırakıp koşarak inmeyi öğrendik. Bir sürü kuş gördük. Elimize bir kozalak aldık hiç bırakmadık, düşsekte onu elimizde sıkı sıkı tuttuk. 



GEÇEN SENE BU ZAMANLAR


     Hatırlıyorum da kimi görsem uykusuzum diye dert yanıyordum. Şimdi baktım da haksız değilmişim. Her günüm böyle bir tempoda bu monotonlukta geçiyordu. Bu kadar çoookkk sevilmese çekilir gibi değil.


09:00   Uyku (1 saat 55 dk)
10:55  Alt açma
11:10   Emzirme
12:00   Uyku (35 dk)
12:45   Emzirme
13:25  Alt Açma
14:10  Uyku (20 dk)
14:30  Emzirme
15:00  Uyku (1 saat 40 dk)
16:30   Emzirme
17:30  Alt Açma
18:30  Emzirme
18:30  Uyku (40 dk)
19:30   Alt Açma
20:30  Emzirme
20:35  Uyku (1 saat)
22 :00 Emzirme
23:05  Alt Açma
23:45  Uyku ( 2 saat 15 dk)
02:00  Emzirme
02:00  Uyku ( 1 saat 40 dk)
03:40  Emzirme 
03:40 Uyku  (1 saat 20 dk)
05:00 Emzirme
05:00 Uyku (2 saat)
07:00 Emzirme
07:30 Uyku (1 saat)
08:30 Emzirme


      Bu arda bu iyi günlerimizden biri, gece 13 kez kalkttığımı bilirim. Neyse geride kaldı şimdi genelde 2-3 kez uyanıyor . Uykumu alıyorum, mutluyum mutlu...

AHŞAP OYUNCAK KAMPANYASI


http://berdilel-hertelden.blogspot.com/2010/03/oyuncagn-bir-cocugun-gelisiminde-cok.html

Ahşap oyuncakları seviyorsanız bir ziyaret edin.


 http://www.ahsapoyuncak.net

NELER NELER YAPASIM VAR

Blog blog geziyorum ne kadar yaratıcı insanlar var. 
Bir blogta kedi gördüm oğluma yapayım dedim, babası dediki :neden uğraşıyosun alırız.
 Hayır dedim ben yapıcam hatıra kalacak. 
En son dün bana bu kedi olacaktı balık yapmaya mı karar verdin dediğinde anladım ki ne kadar hevesim olsada yetenek sıfırın altında sürünüyor. 

Oysa ben daha neler neler yapacaktım....

Bu aralar ev hanımı olasım var, olasım var diyorum çünkü kendimi hiç öyle görmemeştim. Şimdi evi güzelleştireyim istiyorum.
Balkona çiçekler , yenilebilen bitkiler ekeyim diyorum.
Sanırım oğlum eve hayat getirdi, can getirdi , evimiz güzel olsun bu evde güzel bir çocukluk geçirsin istiyorum.

HIIIŞŞŞŞ UYUYORUM RAHATSIZ ETMEYİN


  Saat 23:00 suları yatmadan önce uyuyan oğlumun üstü açıldıysa örteyim diye kontrole gidiyorum. 
 Bizim ki yine en deli haliyle uyuyor tabiki üstünü açmış .......
 Aklıma kibrit oyunu geliyor 
 Kibritlerin hepsi atılır, sonrada diğerlerini kımıldatmadan toplayabildiğin en fazla kibriti toplarsın.
 Efeyi uyandırmadan nasıl o battaniyeyi alıcam, peki bacaklarını nasıl içeri sokucam????
Kibrit oyununda da başarılı değildim zaten.
 Zor gerçekten zor , uyanmaması imkansız
Hemen babası çağrılır bak oğlun nasıl yatıyor!!!
Madem uyanacak bari fotoğrafını çekelim , flash sesine uyansın
 Karanlıkta sessizce fotoğraf makinası getirilir
veee başardık uyandırmadan bir kaç poz çektik
Ama  battaniyeyi alırken uyandı
Allahtan tekrar uyutmak için çok uğraşmadım
  
Kendime not: Deli yatıyorsa sık uyanması kaçınılmaz.



ÇANTADAN ÇIKAN KURTARICI


    Anne olunca insan, çantasında oyuncak veya bir kitap taşımalı.
Havaştan eve dönüyoruz
Çooookkk sıkıldı çığlıklar atıyor. 
O tarfikte hemen elimi çantama atıyorum  bir kitap geliyor elime
Efe'ye uzatıyorum , keyfi yerine geliyor .
Eve gidene kadar idare ediyor.



Öğrenmesi gereken o kadar çok şey var ki..
Öğretilmesi gereken bir ton şey. 
Bu ara sayı sayma, renkler üzerine çalışıyoruz.
Kırmızıyı öğrendi sıra diğer renklerde. 
Bir , iki , üç....
Minicik parmaklarıyla göstermeye çalışıyor. 
Şimdilik sadece 1 yapabiliyor 2 ve diğer rakamlar için parmaklarını açıyor kapatıyor , döndürüyor diğer elinden yardım alıyor ama olmuyor. :)
 Dişlerimizi nasıl fırçalıyoruz Efe?
Parmağını ağzına sokup diş fırçalarmış gibi yapıyor. 
 Sanırım iyi yol alıyoruz

BEN DE İSTİYORUM


Bu nasıl şirin bir şey. 
Şansım yaver gitse benim olsa. 
Şimdiden görebiliyorum Efeyle gireceğim mücadeleyi. 
Gizli gizli kullanmak lazım.
7'den 70'e herkesin ilgisini çeker bu?!?!??!

http://www.shoppingmage.com/



HUZUR

http://stephaniefizer.typepad.com
     
 Saat sanırım sabaha karşı uyuyorum, burnumun ucuna minicik belli belirsiz bir esinti dokunuyor . 

Gözlerimi açıyorum ,nefesiyle burnumu gıdıklayan şeye bir öpücük konduruyorum.

İşte diyorum mutluluk böyle bir şey.  

Düşmemek için kımıldamadan sıkıştırıldığım yerde huzur içinde uykuya dalıyorum.

EN SEVDİĞİN RENK???


    En sevdiğimiz renk mor (yine biz diye konuşup Efe'den bahsediyorum) Toplarından mor renkli olanı hep elinde tutuyor ,renkleri gösteriyorum tek tek söylüyorum sanki morla daha fazla ilgileniyor.
      Ben bir anneyim herşeyden anlam çıkaran bir anne , araştırıyorum mor rengin anlamı nedir. 
     Okuyorum hoşuma gidiyor , özel bir renkmiş. Tamam diyorum en sevdiği renk mor babası da demişti daha önce mor rengi daha çok sevdiğini. Yalnız değilim Efe moru seviyorrr, seviniyorum.


MOR:      

             Mor duygu rengidir, çok özel bir renktir, mistik bir yücelik getirir ve metafizik gücü simgeleştirir. Mor imparatorlukların, dinlerin, ölümün, cazibenin ve sevginin sembol rengi olarak yüzyıllar boyu kullanılmıştır.

                   Mor rengi mistikler, büyük sanatçılar, düşünürler, toplumları düşünce ve ideallerle yönlendirenler tarafından seçilir ve kullanılır. Büyük, ölümüne ve çok özel aşklar mor rengin aşklarıdır onlardan sürekli mor renk yayılır. Bu renk nedeni anlaşılmaz bir bütünlük ve birlik sağlar çünkü bu gizemli gücün önünde mor bir sis ve buğu vardır. Müzikte mor rengi veren nota si'dir.

                      İstemediğiniz sorumluluklar sizin için çekilmezdir, bu duruma zorunlu olarak düşerseniz asla mutlu olamazsınız. Çevrenizde bu rengi yayan bir ortam bir şekilde muhakkak olmalıdır, yoksa yaşama küsebilirsiniz. Siz zor karar veren ve aslında çevreye yani sıradanlığa uyumsuz birisiniz. bu da ayrıcalığınızdır. Bütün yeni çağ aktiviteleri başta astroloji olmak üzere, parapsikoloji, kristaller ve ruhsal şifa sizin için doğal ve uygun konulardır.
Eflatun seçilmiş ve mükemmeliyetçi bir renktir, seçilmişler içindir. Manevi enerjiyi simgeler, ruhsal yetenekleri geliştirir, sır küpü olmanızı sağlar. Zeka düzeyinizi arttırır.

                  Mor renk size güç verir, yeteneklerinizi pozitif olarak etkiler. Konsantrasyonu arttırır aynı zamanda da meditasyon için çok uygun bir renktir. Mor renkli bir ışığın veya enfraruj bir lambanın yandığı bir odada oturup kendinizi dinlemeniz ve sizi yoran düşünceleri yarım saat için olsa da kafanızdan atmanız tahmininizden öte size dinlendirecek ve sakinleştirecektir. Yanlız şunu hiç unutmayin, bu renk sizi ancak rahatsız etmediği sürece kullanmalısınız; bunun göstergesi ise uykularınızdır.

BAHAR GELMİŞ...

      Kışı yaşamadan bahar geldi , ne yalan söyleyim çok sevinemedim . Lapa lapa kar yağarken pencerenin önünde kahve keyfi yapamadan Mart ayı mı geldi? Oğluşumla kardan adam yapamadan bahar mı geldi?


         Bahar demek çiçek demek. Anne olunca ben de evde çiçeklerim olsun istedim , anne, baba, çocuk ve çiçekler.  Çiçeklerden biri girişte yerde duruyordu , dün Efe üzerine çıkmaya çalışınca kırıldı, hemen su dolu bir bardağa aldım , filizlensin ve sonra ben onu tekrar dikebileyim diye. Umarım  kurtarabilirim çiçeğimi.......


SON MARİFETLERİMİZ


    Çiçek nasıl koklanır biliyoruz.(Anneler çoçuklarından bahsederken nedendir bilinmez biz diye konuşurlar) Çiçeği nasıl kokluyosun Efe göster bakayım. Burun kırıştırılır ve burundan nefes alıp verilmeye başlanır. 
  
    Kuşlar nasıl uçar?Tek kol kullanılarak kanat çırpma haraketi yapılır. Bunları babannemiz öğretti .Şimdi sıra bende. Renkleri öğretmeye çalışıyorum.


    Efe gözlerini kapat. Gözler kapatılır 2 sn sonra geri açılır bazende hafif kısılarak bakılır. Tabi biz de karşısında kahkalar atarız. Çok tatlısın kuzucum çoookkk..

EFE UYUDU ŞİMDİ KAHVE VAKTİ

      Efe'yle herşey çok güzel çok keyifli tamam ama benim de biraz dinlenmeye keyif yapmaya ihtiyacım var. Çoğu gecemiz sorunlu geçiyor defalarca uyanıyor  böyle olduğunda ben de uykusuz kalıyorum haliyle. Efe uyuduğunda sen de yat uyu diyolar. Yapamam, yapmam.... Kendi kendime kaldığım , keyif yaptığım bu değerli vakti uyuyarak geçirmek mi asla. Sayılıdır gündüz uyuduğum , oldum olası sevmem zaten, bir iki denedim daha doğrusu mecbur kaldım uyudum , bir kez daha anladım bana göre değil. Tam uyuyorsun Efe uyanıyor sersem sepelet kalkıp tekrar ayılmaya çalışıyosun. Sabah erkenden kalkmak nasıldır bilirsiniz, insanı yatak çeker biraz daha uyumak istersiniz ama mecbursunuzdur kalkmaya ee bunu günde iki kere yaşamanın anlamı var mı, uyumıcam işte....


    Bu aralar çok erken kalkıyorum ; ben 6:00 civarında efe ise 8:00. Nasıl oluyor bu, "Efe uyurken uyusana neden kalkıyorsun " diyorsunuz değil mi? 06:00 civarında emmek için uyanıyor , işi bitince yatağına götürmeyi denedim ama her seferinde uyanıyor .Çözümü buldum emzirdikten sonra hoppp Efe'yi bizim ortamıza atıyorum orda mışıl mışıl uyuyor. Arada mızırdanıyor ben burdayım hadi uyu Efecim diyorum , uyumaya devam ediyor. Kulağa hoş geliyor hepimiz 8'e kadar uyuyabilirmişiz gibi görünüyor ordan değil mi? Ah keşke bir görseniz nasıl yattığını babasının başının yanında efenin başı ayaklar benim ağzımda , nasıl beceriyor böyle yatmayı bilmiyorum. Yatağın bir köşesine sıkışmış halde düştü düşecek durumdayken uyuyamıyorum. . O minicik ayakları öperek yatakta dinleniyorum ben de. Bu çocuğun bizim yatağımızda gözü olduğu 6 aylıkken belliydi zaten işte kanıtı.... Nasılda mutlu , nasılda keyifli, yatak onun sanki.


  




    Artık bizim yatağa kendi çıkabiliyor, bir şeyi daha kendi başına yapabildiğini görmek insanı mutlu ediyor ama aynı zamanda bu tehlikeli bir durum . Çıkıyor ve başlıyor yatakta oturur vaziyette zıplamaya, sonra güle güle döne döne kendini ordan oraya atıyor. Ben de bir kartal misali onu izleyip gerekli anda üstüne atlayıp onu düşmekten koruyorum. 

SEVEREK OYNADIĞIMIZ OYUNCAKLARIMIZ



        Oyuncaklarını çok seviyor. Favori oyuncağımız Buğraların aldığı yaramaz toplar. İlk başlarda motorunun çıkardığı ses deli gibi korkutuyordu. Çalıştırınca kaçacak delik arıyordu, hatta oyuncağı görmek bile tedirgin olması için yetiyordu. Çıkardığı ses elektrik süpürgesinin sesini andırıyor o dönem Efe elektrik süpürgesinden de çok korkuyordu. Bir gün elektrik süpürgesinden korkmayı bıraktı, bir an da ne oldu da korkmamaya başladı bilemiyorum. O zaman yaramaz toplar için de uygun zaman diye düşünerek ortaya çıkardım evet artık korkmuyordu ve şimdi en sevdiği oyuncak. Yalnız sesi kısılmıyor , oldukça yüksek bir sesi var benim dışımda uzun süre dayanan olmuyor. Genelde  biri gelince saklamak zorunda kalıyoruz . :)) 
   Dilekle Muratın aldığı "personal navigator" ikinci favori oyuncağımız. Bunu da diğeri gibi zaman zaman saklamak zorunda kalıyoruz . 
    Müzik çalan tüm oyuncakları seviyor, en çokta hepsini aynı anda çalıştırmayı seviyor. ben alıştım artık hiç rahatsız etmiyor. Anne olmak böyle bir şey demek.



     Efe kağıt kalemi çok seviyor , önce bildiğimiz kağıt kalem veriyordum fakat duvarlara, masalara küçük küçük çizikler atmaya başlayınca kalemi ortadan kaldırmak gerekti, hem eline alıp bütün evi geziyor düşüp bi yerine batacak diye korkuyordum. Dün Joker'de bu kitabı ve içinden çıkan yazı tahtasını bulduk. Efe hem kitabı hem de rahatca yazıp çizebileceği bu sihirli kitabı çok sevdi.  Diğer mıknatıslı yazı tahtaları gibi değil. demir tozu içermiyor, tamamen sağlıklı, güvenli meteryaller içeriyor. Gönül rahatlığıyla verebileceğiniz. yaratıcılığını geliştirecek bir kitap.



       Bunlar bebekler için üretilmiş, gıda boyası kulalnılarak renklendirilmiş zararsız kalemler. Silinebilme özelliği var. 
Copyright © KARDAN BEBEK | Make money online