SEVEREK OYNADIĞIMIZ OYUNCAKLARIMIZ



        Oyuncaklarını çok seviyor. Favori oyuncağımız Buğraların aldığı yaramaz toplar. İlk başlarda motorunun çıkardığı ses deli gibi korkutuyordu. Çalıştırınca kaçacak delik arıyordu, hatta oyuncağı görmek bile tedirgin olması için yetiyordu. Çıkardığı ses elektrik süpürgesinin sesini andırıyor o dönem Efe elektrik süpürgesinden de çok korkuyordu. Bir gün elektrik süpürgesinden korkmayı bıraktı, bir an da ne oldu da korkmamaya başladı bilemiyorum. O zaman yaramaz toplar için de uygun zaman diye düşünerek ortaya çıkardım evet artık korkmuyordu ve şimdi en sevdiği oyuncak. Yalnız sesi kısılmıyor , oldukça yüksek bir sesi var benim dışımda uzun süre dayanan olmuyor. Genelde  biri gelince saklamak zorunda kalıyoruz . :)) 
   Dilekle Muratın aldığı "personal navigator" ikinci favori oyuncağımız. Bunu da diğeri gibi zaman zaman saklamak zorunda kalıyoruz . 
    Müzik çalan tüm oyuncakları seviyor, en çokta hepsini aynı anda çalıştırmayı seviyor. ben alıştım artık hiç rahatsız etmiyor. Anne olmak böyle bir şey demek.



     Efe kağıt kalemi çok seviyor , önce bildiğimiz kağıt kalem veriyordum fakat duvarlara, masalara küçük küçük çizikler atmaya başlayınca kalemi ortadan kaldırmak gerekti, hem eline alıp bütün evi geziyor düşüp bi yerine batacak diye korkuyordum. Dün Joker'de bu kitabı ve içinden çıkan yazı tahtasını bulduk. Efe hem kitabı hem de rahatca yazıp çizebileceği bu sihirli kitabı çok sevdi.  Diğer mıknatıslı yazı tahtaları gibi değil. demir tozu içermiyor, tamamen sağlıklı, güvenli meteryaller içeriyor. Gönül rahatlığıyla verebileceğiniz. yaratıcılığını geliştirecek bir kitap.



       Bunlar bebekler için üretilmiş, gıda boyası kulalnılarak renklendirilmiş zararsız kalemler. Silinebilme özelliği var. 

14 AY GERİDE KALDI


     Şimdi dönüp geriye bakıyorum da ne kadar çabuk ne kadar hızla geçmiş zaman , oysa geçen sene bu zamanlarda , günler sanki çok yavaş ilerliyordu. Çok zor geldi bana ilk aylar, acemiliğimden mi bilmiyorum zorlandım, sıkıldım, bunaldım. Eski hayatımı, eski rahatlığımı özledim. Kimseye bağlı olmadığım, kimsenin bana bağlı olmadığı zamanları. Çoğu insana göre en kolay zamanıdır ilk aylar, bıraktığın yerde duru ne oyun ister ne başka bir şey . Karnını doyur altını temizle yeter. zamnının çoğunu uyuyarak geçirir zaten. Öyle değil işte ne zaman Efe yürümeye başladı ben çok ama çok rahat ettim hayat daha kolay daha keyif verir oldu. Beraber oyun oynayabiliryoruz, ona bir şeyler anlattığımda beni dinliyor, gel diyorum geliyor , git diyorum gidiyor, türlü türlü komiklikler yapıyor, bana arkadaş oluyor. Yaşadığım her anı büyük bir mutlulukla yaşıyorum. Bu hayatı güzel kılan oğluşum, kuzucum iyiki varsın. Seni çok seviyorum.



 

  

MERHABA HAYAT BEN GELDİM





      Biraz aceleci miyiz ne? Mercimek, beklenen tarihten 1,5 hafta önce normal doğumla tam dünyaya gelirken, annesinin birden vazgeçmesiyle sezeryanla 11:15'te hayata gözlerini açıyor.(3330 gr, 50 cm .) 


          Ameliyathaneden odama çıkarıyorlar beni, iyi değilim , dünya umrumda değil, şöyle uzaktan bakıyorum demek 9 aydır merakla beklediğimiz mercimek buymuş.Yatıyorum, gözlerimi kapatıyorum, dokunmayın bana ben uyumak istiyorum ve yaşanılanları unutmak.Bu yüzden bizim başlangıcımız ,doğumun 2. günü  lapa lapa kar yağarken hastaneden çıktığımız andır. Ne yalan söyleyim eve geldiğimizde farkına varmıştım bu meleğin benim oğlum olduğunu. 


        Hamileliğim boyunca mercimek diye bahsettik miniğimizden , adını mercimek koysak büyüyünce bize kızar mı diye düşünmedim değil ?evet kesin kızar ama ona bu isim çok yakışıyor.O bizim minik mercimeğimiz. Dilimiz o kadar çok alışmış ki ilk günlerde Efe demek zor geliyor ama mercimekte demiyoruz, denmiyor..


         
(hamileyken Dilek'le , Murat'ın mercimek için aldığı, bizi çok sevindiren bir hediye. Sadece biz değil herkes mercimek demeye alışmıştı.)

      Nasıl tatlı nasıl güzel bir bebek , bir taraftan sımsıkı sarılıp içime sokasım geliyor bir taraftan dokunmaya kıyamıyorum. Minicik, savunmasız, dünyadan bi haber , sürekl uyumak istiyor  belli ki yormuş bu yolculuk onu. Bir tanem, herşeyim,canım benim; Hayatın boynca çok şanslı, çok kısmetli, bol rızıklı bir ömür yaşa. Hayatından huzur hiç eksik olmasın, hiç bir sağlık problemi yaşama, yüzün hiç asılmasın, çok çok başarılı ol , tüm güzellikleriyle iyi bir gelecek diliyorum sana. Hayat seni hiç ama hiç yormasın.
     
   


devam edecek....

YABANMERSİNİ Mİ DEDİNİZ? EN SEVDİĞİMİZ ŞEY


     Annem yememiz için bir tabak yabanmersini kurusu getirdi, Efe gibi ben de ilk kez tadına bakıyordum , aldım ağzıma ama çok beğenmedim. Sıra Efeye geldi aldı bir tane attı ağzına sonra bir tane daha, bir tane daha aman tanrım ne kadar çok sevdi. Yabanmersini yeme işini abartınca mecbur önünden almak zorunda kaldım.İnanamıyorum Efe'nin önünden ilk kez bir şeyi daha fazla yemesin diye alıyorum. Oysa ben sırf yesin diye bin türlü numara çeken bir anneyim. ne kadar yasak varsa yemek yediriken delen bir anneyim. Bu günleride mi görcektim :))


   Gelelim diğer konuya bu çocuk bu kadar yabanmersini yiyor, ilk aklıma gelen şey yararından çok acaba bir zararı olur mu? hemen araştırıyorum ve işte edindiğim bilgiler



     Yan Etkileri ve Tehlikeleri Nelerdir?

Yaban mersininin bilinen bir tehlikesi veya yabanmersini takviyelerinin alınmasının veya tedavi amacıyla uzun süreli kullanılsa bile yan etkisi yoktur. Aynı zamanda yaban mersini ekstresi almanın başka ilaçlarla veya vücut besinleri ile bilinen bir etkileşimi de yoktur.
   





          

    PİRİNÇ PİRİNÇ


           Minicik ağzının içinde bembeyaz pirinç tanelerine benzer şeyleri gördüğümde mutluluktan havalara uçuyordum. Hep düşünüyordum acaba dişleri çıkınca nasıl olacak , kim bilir ne kadar sevimli olur diye heyecanla bekliyordum. İlk yaptığım şey parmağımı ısırmasına izin vermek oldu. O minicik dişlerin izlerini görmek istedim. Tabi şimdilerde ısırmasın beni diye elimden geleni yapıyorum. Artık bir sürü keskin dişleri var. 


    01.08.20009- Bunun notunu tam olarak almayı unutmuşum ama şöyle diyebilirim 1 ağustosta tatile gittiğimizde belli belirsiz çıkan dişlerin kaşıkta çın çın sesini çıkarmaya yetiyordu. Alt ön kesici dişlerinin ikisi aynı anada çıktı.(8 aylık)

    01.11.2009- üst ön kesici dişlerinden sadece biri, soldaki çıktı. Ama ne kadar zormuş bu dişlerin çıkması uykusuzum hem de çookkk... (11 aylık)

    08.11.2009- Üst yan kesicilerden soldaki de aramıza katıldı(11 aylık)

    21.11.2009- Üst sağ ön kesici de geldi. Sanırım biraz karışık çıkıyor bu dişler (11 aylık)

    03.01.2010- Üst sağ köpek diş (1 yaş)

    05.01.2010- Alt sol yan kesici de geldi.(1 yaş)

    06.02.2010-  ve Alt sağ yan kesici (13 aylık)

    24.02.2010- Haydaaa sağ üst ikinci azının birazı çıkmış (mor olan) ve ben yeni fark ediyorum. Nasıl düzensiz çıkıyor bunlar , buradaki şemaya göre 23-33 ay çıkması gerekn dişler 14. ay'da çıkıyor:)) Bakalım sırada ne var (14 aylık)

    13.04.2010 -Alt sol mor renkli azımız da çıktı. Çooookkk uzun süre şiş kaldıktan sonra bugün kan gördüm orda bir baktım minnacık bir parçası çıkmış, çıkarken de hafif kanamış . Hala salyamız deli gibi akmaya devam ediyor. Önlük yetiştiremiyorum.

    15.04.2010- Alt sağ mor renkli azımızda aynı diğeri gibi minicik kanatarak kendini gösterdi. Salyamız devam ediyor.

    18.05.2010- Sol üst ikinci azı mor renkli olan sonunda geldi :) Sırada köpekler var gibi duruyor

    29.05.2010- Üst köpekler geldi nasıl sivri nasıl minikler. Böyle minik olduklarına bakmayın ne salya yaptı uzun süre önlüksüz gezemedik hatta önlük değiştirmekle bile baş edemedim.

    01.06.2010. alt sol köpeğimiz de geldi sıra sağ tarafta :)






    DA ?????


          Konuşamasada tek bir heceyle “bu ne?” demeyi başarıyor. Minik parmaklar yine iş başında kitabında gördüğü resimleri tek tek defalarca soruyor “da ?” .Cevap veriyorum araba, top, ayıcık, oyuncak bebek ve teker teker tekrar soruyor “da?” ve yine cevaplıyorum araba, top, ayıcık, oyuncak bebek....... Bu böyle sürüp gidiyor . Tam oohh bee sıkıldı derken yeni bir kitap alıp geliyor “da?” . Yine başlıyoruz , tek tek isimlerini söylüyorum sonra ben ona soruyorum kedi nerde, araba nerde, öğrenmiş hepsini hepsini gösteriyor ve şimdi sıra onda o bana soruyor “da?” bu yazı böyle devam edip gider .  


    MİNİ MİNİ BİR KUŞ.....

               Bu aralar hayvanlara karşı aşırı bir ilgisi var, dışarıda , televizyonda, dergilerde, kitaplarda gördüğü her hayvanı heyecanla gösterip çığlık atıyor.  Camın önüne geçiyor ve beklemeye başlıyor , gördüğü an tetikte bekleyen minicik işaret parmağı çıkıyor ve kuşu gösterip bağırıyor “aaaaa” . Burdaki “a” ların sayısı değişiyor bazen kulakları rahatsız edici bir çığlığa dönüşüyor. Onun bir tanecik kuş için bile gösterdiği heyecan görmeye değer. Efe kuş gördüğü için bense minik prensim mutlu olduğu için mutlu oluyorum. 


    KEYİF İÇİN SU

         Suyu bir çocuk bu kadar mı sever, nerdeyse her gördüğü damlayla oynamaya kalkıyor .  Biraz huysuz bir gününde keyfi yerine gelsin diye küveti biraz doldurup içine koydum. Bıraksam saatlerce oynıyacak ama ev sıcak olmasına rağmen şubat ayında olmamızdan dolayı ya hasta olursa diye 10-15 dk oynamasına izin verdim. Banyosunu yaptırıp çıkardım. O minicik elleriyle nasılda suya vuruyor , şap şap her yer su içinde kaldı. Neyse keyfi yerine geldi bu sayede ben de biraz nefes aldım.   Hayal kurmaya başlıyorum,  yaz gelipte denize götürdüğümüzde kim bilir ne kadar mutlu olacak , belki de denizden çıkardık diye ağlıcak.Yaz gelsin bir an önce.....



    KÜÇÜK PRENSİM BÜYÜYOR


    Bir blog hazırlamak için çok geç kaldığımın farkındayım. Her ne kadar insan ömründe 1 yıl çok büyük bir zaman dilimi olmasada bu bir bebek olunca 1 yıl çok önemli oluyor. Efe 14 aylık oldu nerdeyse , bundan sonra yaşadığımız tüm yeni deneyimleri, Efe’nin hayatına dair her anı buraya yazarak kalıcı hale getirmek istiyorum. Kendisi için de güzel bir anı olacağına inanıyorum. Zaman içinde geçmişe dönük ilklerimizi  buraya yazmayı planlıyorum
    Copyright © KARDAN BEBEK | Make money online