15 AYLIK OLDUK


      


   Dün doktor kontrolüne gittik.  Anneler bilir doktor kontrölleri herşey yolunda mı diye sabırsızlıkla beklenir ,her şey yolundaymış. Boy:79,5, kilo :11450gr  bu sonuçlar beni tatmin etti . Doktora sormak üzere hazırladığım sorularımı da tek tek sordum. İŞte sorularım ve cevapları:


  - Diş çıkacağı zaman kabarıyor ve hatta morarıyor ve uzun süre öyle kalıyor bu normal mi?
  -Evet normal
   -Mamayı kestik yerine süt veriyorum. İyi mi yapmışım?
   -Süt içiyorsa güzel
   - D vitaminine devam edecek miyiz?
   - Hayır bırakabilirsiniz. Demir 3 ay daha devam
    -Suyu hala biberonla içiyor , bardağa geçmemiz gerekir mi?
    -Şart değil
     vee can alıcı soru
    -Efe hala konuşamıyor , ne zamana kadar konuşması lazım?
    -2 yaşına kadar endişe edecek bir şey yok.
    - Biz televizyonun etkisi olabileceğini düşünerek hayatımızdan televizyonu çıkardık
    - Hayır buna gerek yok. Televizyon artık hayatın bir parçası oldu. Televizyonu Efe'yi oyalamak için kullanmayın ama arada bakmasında sakınca yok.
    -Konuşamıyor derken neler diyor?
    -Her hece çıkıyor ağzından fakat baba dışında anlamlı bir şey demiyor. Kendi kendine konuşuyor ama anlamsız.
   -Eğitim seviyesi yüksek ve çok ilgili ailelerde bununla çok karşılaşıyoruz. Siz ne derse anlıyorsunuz ama değil mi?
   - Evet , ııııı diyor ne istiyorsa bu mu bu mu diyerek veriyorum.  ıııı diye gösterdiği herşeyin adını söylüyorum.
     
      Siz de fark ettiniz değil mi sorunun cevabı bu cümlemde gizli . Bizimki tembel neden konuşmak için uğraşsın ki o zaten bir tek kelimeyle her istediğini yaptırıyor. Neyse endişe edecek bir şey yokmuş. Çok sevindim, artık televizyon yasağı da kalkttı buna ayrıca sevindim. :) 


   Daha önceleri doktora gittiğimizde büyüyünce oynar burda diye imrenerek baktığım oyun alanına bıraktım oynasın diye. Bizimki çok sevdi orayı , ayırmak için zor ikna ettim.



TARİHİ BİR GÜN


    Bizim için bu gün tarihi bir gün, mamayı bıraktık.Daha 3,5 aylıkken sütüm yetmiyor diye doktor tavsiyesiyle mamaya başladık. Hatırlıyorum da çok ağlamıştım o günlerde , hiç istemiyordum ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslicektim ama olmadı. Her emmemiz ağlama krizi şeklinde olmaya başlamıştı , kolay kolay ağlamayan çocuk ne zaman memeyi alsa ağlıyordu. Doktor bir kontrol etti günde sadece 8 gr almıştı , günde 2 veya 3 kez 120 cc mama ver dedi. İçim elvermedi 2 den fazla mama vermemeye özen gösterdim. Ne kötü günlerdi nasıl da üzülüyordum. Sanki başıma gelebilecek en kötü şey gelmişti. 


     Bu kadar erken mamaya başlayınca bizimki mama bağımlısı oldu, gece yatmadan önce mama vermeden yatıracak olursan defalarca uyanıyor  ancak mamasını içince uzun uykuya geçiyordu. Mamayı bırakmak mı? ödüm kopuyordu . Herhalde ilk okula kadar sürer bu mama işi diye düşünüyordum. Öyle çok iştahlı bir bebek olmadığı için , yemekten almadığı, alamadığı vitamini mamasından alsın diye kesemedim. Artık yemesi fena değil, kilo alımı da iyi :) Bu da bana bahane oldu dün ilk kez yatmadan önce mama yerine süt verdim veeee işe yaradı sütünü içip uyudu. uykusunda bi değişiklik olmadı her zamanki düzende uyandı. 


      İşte bu yüzden bizim için tarihi bir an mamayı hayatımızdan çıkardık, artık mama bağımlısı değiliz. Yaşasın günlük süt.


    Bugün doktor randevumuz var bakalım neler diyecek. Sorularımı hazırladım kara kaplı defterime yazdım. 



PAZAR GÜNÜNE AİT 352 TANE AYIKLANACAK FOTOĞRAFTAN....


   Pazar günü hava çok güzeldi, hemen kendimizi dışarı attık tabi elimizde fotoğraf makinasıyla . Efe'nin toplam 352 tane fotoğrafını çekmişiz.  Bunların ayıklanması lazım kötü çıkanların silinip sayının azaltılması lazım . Sorun değil ben ayıklarım bunları . Tek tek baktım , inceledim ve Efe'nin son anda kadrajdan çıktığı sadece yemyeşil çimlerin göründüğü bir fotoğraf vardı hemen sildim onu.Hepsi bu kadar ,diğerlerine kıyamadım . Hepsinde de çok tatlı çıkmış ben ne yapayım nasıl silerim onları. Bir daha bu kadar çekmeyiz olur biter.


Bol bol koştuk, bayır tırmanmayı ve hatta ordan kendini aşağıya doğru bırakıp koşarak inmeyi öğrendik. Bir sürü kuş gördük. Elimize bir kozalak aldık hiç bırakmadık, düşsekte onu elimizde sıkı sıkı tuttuk. 



GEÇEN SENE BU ZAMANLAR


     Hatırlıyorum da kimi görsem uykusuzum diye dert yanıyordum. Şimdi baktım da haksız değilmişim. Her günüm böyle bir tempoda bu monotonlukta geçiyordu. Bu kadar çoookkk sevilmese çekilir gibi değil.


09:00   Uyku (1 saat 55 dk)
10:55  Alt açma
11:10   Emzirme
12:00   Uyku (35 dk)
12:45   Emzirme
13:25  Alt Açma
14:10  Uyku (20 dk)
14:30  Emzirme
15:00  Uyku (1 saat 40 dk)
16:30   Emzirme
17:30  Alt Açma
18:30  Emzirme
18:30  Uyku (40 dk)
19:30   Alt Açma
20:30  Emzirme
20:35  Uyku (1 saat)
22 :00 Emzirme
23:05  Alt Açma
23:45  Uyku ( 2 saat 15 dk)
02:00  Emzirme
02:00  Uyku ( 1 saat 40 dk)
03:40  Emzirme 
03:40 Uyku  (1 saat 20 dk)
05:00 Emzirme
05:00 Uyku (2 saat)
07:00 Emzirme
07:30 Uyku (1 saat)
08:30 Emzirme


      Bu arda bu iyi günlerimizden biri, gece 13 kez kalkttığımı bilirim. Neyse geride kaldı şimdi genelde 2-3 kez uyanıyor . Uykumu alıyorum, mutluyum mutlu...

AHŞAP OYUNCAK KAMPANYASI


http://berdilel-hertelden.blogspot.com/2010/03/oyuncagn-bir-cocugun-gelisiminde-cok.html

Ahşap oyuncakları seviyorsanız bir ziyaret edin.


 http://www.ahsapoyuncak.net

NELER NELER YAPASIM VAR

Blog blog geziyorum ne kadar yaratıcı insanlar var. 
Bir blogta kedi gördüm oğluma yapayım dedim, babası dediki :neden uğraşıyosun alırız.
 Hayır dedim ben yapıcam hatıra kalacak. 
En son dün bana bu kedi olacaktı balık yapmaya mı karar verdin dediğinde anladım ki ne kadar hevesim olsada yetenek sıfırın altında sürünüyor. 

Oysa ben daha neler neler yapacaktım....

Bu aralar ev hanımı olasım var, olasım var diyorum çünkü kendimi hiç öyle görmemeştim. Şimdi evi güzelleştireyim istiyorum.
Balkona çiçekler , yenilebilen bitkiler ekeyim diyorum.
Sanırım oğlum eve hayat getirdi, can getirdi , evimiz güzel olsun bu evde güzel bir çocukluk geçirsin istiyorum.

HIIIŞŞŞŞ UYUYORUM RAHATSIZ ETMEYİN


  Saat 23:00 suları yatmadan önce uyuyan oğlumun üstü açıldıysa örteyim diye kontrole gidiyorum. 
 Bizim ki yine en deli haliyle uyuyor tabiki üstünü açmış .......
 Aklıma kibrit oyunu geliyor 
 Kibritlerin hepsi atılır, sonrada diğerlerini kımıldatmadan toplayabildiğin en fazla kibriti toplarsın.
 Efeyi uyandırmadan nasıl o battaniyeyi alıcam, peki bacaklarını nasıl içeri sokucam????
Kibrit oyununda da başarılı değildim zaten.
 Zor gerçekten zor , uyanmaması imkansız
Hemen babası çağrılır bak oğlun nasıl yatıyor!!!
Madem uyanacak bari fotoğrafını çekelim , flash sesine uyansın
 Karanlıkta sessizce fotoğraf makinası getirilir
veee başardık uyandırmadan bir kaç poz çektik
Ama  battaniyeyi alırken uyandı
Allahtan tekrar uyutmak için çok uğraşmadım
  
Kendime not: Deli yatıyorsa sık uyanması kaçınılmaz.



ÇANTADAN ÇIKAN KURTARICI


    Anne olunca insan, çantasında oyuncak veya bir kitap taşımalı.
Havaştan eve dönüyoruz
Çooookkk sıkıldı çığlıklar atıyor. 
O tarfikte hemen elimi çantama atıyorum  bir kitap geliyor elime
Efe'ye uzatıyorum , keyfi yerine geliyor .
Eve gidene kadar idare ediyor.



Öğrenmesi gereken o kadar çok şey var ki..
Öğretilmesi gereken bir ton şey. 
Bu ara sayı sayma, renkler üzerine çalışıyoruz.
Kırmızıyı öğrendi sıra diğer renklerde. 
Bir , iki , üç....
Minicik parmaklarıyla göstermeye çalışıyor. 
Şimdilik sadece 1 yapabiliyor 2 ve diğer rakamlar için parmaklarını açıyor kapatıyor , döndürüyor diğer elinden yardım alıyor ama olmuyor. :)
 Dişlerimizi nasıl fırçalıyoruz Efe?
Parmağını ağzına sokup diş fırçalarmış gibi yapıyor. 
 Sanırım iyi yol alıyoruz

BEN DE İSTİYORUM


Bu nasıl şirin bir şey. 
Şansım yaver gitse benim olsa. 
Şimdiden görebiliyorum Efeyle gireceğim mücadeleyi. 
Gizli gizli kullanmak lazım.
7'den 70'e herkesin ilgisini çeker bu?!?!??!

http://www.shoppingmage.com/



HUZUR

http://stephaniefizer.typepad.com
     
 Saat sanırım sabaha karşı uyuyorum, burnumun ucuna minicik belli belirsiz bir esinti dokunuyor . 

Gözlerimi açıyorum ,nefesiyle burnumu gıdıklayan şeye bir öpücük konduruyorum.

İşte diyorum mutluluk böyle bir şey.  

Düşmemek için kımıldamadan sıkıştırıldığım yerde huzur içinde uykuya dalıyorum.

EN SEVDİĞİN RENK???


    En sevdiğimiz renk mor (yine biz diye konuşup Efe'den bahsediyorum) Toplarından mor renkli olanı hep elinde tutuyor ,renkleri gösteriyorum tek tek söylüyorum sanki morla daha fazla ilgileniyor.
      Ben bir anneyim herşeyden anlam çıkaran bir anne , araştırıyorum mor rengin anlamı nedir. 
     Okuyorum hoşuma gidiyor , özel bir renkmiş. Tamam diyorum en sevdiği renk mor babası da demişti daha önce mor rengi daha çok sevdiğini. Yalnız değilim Efe moru seviyorrr, seviniyorum.


MOR:      

             Mor duygu rengidir, çok özel bir renktir, mistik bir yücelik getirir ve metafizik gücü simgeleştirir. Mor imparatorlukların, dinlerin, ölümün, cazibenin ve sevginin sembol rengi olarak yüzyıllar boyu kullanılmıştır.

                   Mor rengi mistikler, büyük sanatçılar, düşünürler, toplumları düşünce ve ideallerle yönlendirenler tarafından seçilir ve kullanılır. Büyük, ölümüne ve çok özel aşklar mor rengin aşklarıdır onlardan sürekli mor renk yayılır. Bu renk nedeni anlaşılmaz bir bütünlük ve birlik sağlar çünkü bu gizemli gücün önünde mor bir sis ve buğu vardır. Müzikte mor rengi veren nota si'dir.

                      İstemediğiniz sorumluluklar sizin için çekilmezdir, bu duruma zorunlu olarak düşerseniz asla mutlu olamazsınız. Çevrenizde bu rengi yayan bir ortam bir şekilde muhakkak olmalıdır, yoksa yaşama küsebilirsiniz. Siz zor karar veren ve aslında çevreye yani sıradanlığa uyumsuz birisiniz. bu da ayrıcalığınızdır. Bütün yeni çağ aktiviteleri başta astroloji olmak üzere, parapsikoloji, kristaller ve ruhsal şifa sizin için doğal ve uygun konulardır.
Eflatun seçilmiş ve mükemmeliyetçi bir renktir, seçilmişler içindir. Manevi enerjiyi simgeler, ruhsal yetenekleri geliştirir, sır küpü olmanızı sağlar. Zeka düzeyinizi arttırır.

                  Mor renk size güç verir, yeteneklerinizi pozitif olarak etkiler. Konsantrasyonu arttırır aynı zamanda da meditasyon için çok uygun bir renktir. Mor renkli bir ışığın veya enfraruj bir lambanın yandığı bir odada oturup kendinizi dinlemeniz ve sizi yoran düşünceleri yarım saat için olsa da kafanızdan atmanız tahmininizden öte size dinlendirecek ve sakinleştirecektir. Yanlız şunu hiç unutmayin, bu renk sizi ancak rahatsız etmediği sürece kullanmalısınız; bunun göstergesi ise uykularınızdır.

BAHAR GELMİŞ...

      Kışı yaşamadan bahar geldi , ne yalan söyleyim çok sevinemedim . Lapa lapa kar yağarken pencerenin önünde kahve keyfi yapamadan Mart ayı mı geldi? Oğluşumla kardan adam yapamadan bahar mı geldi?


         Bahar demek çiçek demek. Anne olunca ben de evde çiçeklerim olsun istedim , anne, baba, çocuk ve çiçekler.  Çiçeklerden biri girişte yerde duruyordu , dün Efe üzerine çıkmaya çalışınca kırıldı, hemen su dolu bir bardağa aldım , filizlensin ve sonra ben onu tekrar dikebileyim diye. Umarım  kurtarabilirim çiçeğimi.......


SON MARİFETLERİMİZ


    Çiçek nasıl koklanır biliyoruz.(Anneler çoçuklarından bahsederken nedendir bilinmez biz diye konuşurlar) Çiçeği nasıl kokluyosun Efe göster bakayım. Burun kırıştırılır ve burundan nefes alıp verilmeye başlanır. 
  
    Kuşlar nasıl uçar?Tek kol kullanılarak kanat çırpma haraketi yapılır. Bunları babannemiz öğretti .Şimdi sıra bende. Renkleri öğretmeye çalışıyorum.


    Efe gözlerini kapat. Gözler kapatılır 2 sn sonra geri açılır bazende hafif kısılarak bakılır. Tabi biz de karşısında kahkalar atarız. Çok tatlısın kuzucum çoookkk..

EFE UYUDU ŞİMDİ KAHVE VAKTİ

      Efe'yle herşey çok güzel çok keyifli tamam ama benim de biraz dinlenmeye keyif yapmaya ihtiyacım var. Çoğu gecemiz sorunlu geçiyor defalarca uyanıyor  böyle olduğunda ben de uykusuz kalıyorum haliyle. Efe uyuduğunda sen de yat uyu diyolar. Yapamam, yapmam.... Kendi kendime kaldığım , keyif yaptığım bu değerli vakti uyuyarak geçirmek mi asla. Sayılıdır gündüz uyuduğum , oldum olası sevmem zaten, bir iki denedim daha doğrusu mecbur kaldım uyudum , bir kez daha anladım bana göre değil. Tam uyuyorsun Efe uyanıyor sersem sepelet kalkıp tekrar ayılmaya çalışıyosun. Sabah erkenden kalkmak nasıldır bilirsiniz, insanı yatak çeker biraz daha uyumak istersiniz ama mecbursunuzdur kalkmaya ee bunu günde iki kere yaşamanın anlamı var mı, uyumıcam işte....


    Bu aralar çok erken kalkıyorum ; ben 6:00 civarında efe ise 8:00. Nasıl oluyor bu, "Efe uyurken uyusana neden kalkıyorsun " diyorsunuz değil mi? 06:00 civarında emmek için uyanıyor , işi bitince yatağına götürmeyi denedim ama her seferinde uyanıyor .Çözümü buldum emzirdikten sonra hoppp Efe'yi bizim ortamıza atıyorum orda mışıl mışıl uyuyor. Arada mızırdanıyor ben burdayım hadi uyu Efecim diyorum , uyumaya devam ediyor. Kulağa hoş geliyor hepimiz 8'e kadar uyuyabilirmişiz gibi görünüyor ordan değil mi? Ah keşke bir görseniz nasıl yattığını babasının başının yanında efenin başı ayaklar benim ağzımda , nasıl beceriyor böyle yatmayı bilmiyorum. Yatağın bir köşesine sıkışmış halde düştü düşecek durumdayken uyuyamıyorum. . O minicik ayakları öperek yatakta dinleniyorum ben de. Bu çocuğun bizim yatağımızda gözü olduğu 6 aylıkken belliydi zaten işte kanıtı.... Nasılda mutlu , nasılda keyifli, yatak onun sanki.


  




    Artık bizim yatağa kendi çıkabiliyor, bir şeyi daha kendi başına yapabildiğini görmek insanı mutlu ediyor ama aynı zamanda bu tehlikeli bir durum . Çıkıyor ve başlıyor yatakta oturur vaziyette zıplamaya, sonra güle güle döne döne kendini ordan oraya atıyor. Ben de bir kartal misali onu izleyip gerekli anda üstüne atlayıp onu düşmekten koruyorum. 

Copyright © KARDAN BEBEK | Make money online